Sad Man’s Tongue Bar & Bistro
Prag’da yeme-içme listesi oluştururken, bloglarda çokça tavsiye edilen bir mekan olan Sad Man’s Tongue Bar & Bistro’yu ziyaret ettik. Eve yerleştikten sonra, acıktığımız için dışarı çıktık ve ilk durağımız burası oldu. Merdivenlerden aşağıya doğru iniyorsunuz ve biraz bodrum katı havasında olan bu mekana geliyorsunuz. Hamburgerlerin oldukça lezzetli olduğunu biliyorduk. Bu yüzden Jalapeno, The Pickled Prager ve Cheese Sticks söyledik. Menüde o kadar çok hamburger çeşidi var ki, seçmesi biraz zor oldu. Aslında yorumlarda çok övülen Cheesy Onion Rings’i denemek istemiştim fakat kalmadığını söylediler; giderseniz mutlaka benim yerime deneyin. Porsiyonlar oldukça büyüktü. Ortalama bir hamburger lezzeti yakaladım, evet, ama yorumlardaki kadar muhteşem “bayıldım” olduğumu söyleyemem. Ancak cheese sticks atıştırmalığını çok beğendim. Personel oldukça güler yüzlüydü ve yemek sonrasında her masaya tadım için bir içki verdiler. Mekanın havası ve ortamı bana biraz basık gelmiş olabilir, ama pub havası veren yerleri tercih edenler için cazip olabilir. Yine de en azından atıştırmalıklarına şans verebilir ve kim bilir, belki hamburgerini siz çok seversiniz.



Trdelnik
Prag’ın ikonik ve oldukça güzel görünümlü tatlısı Trdelnik. Merkezde hemen hemen her yerde bulabileceğiniz bir tatlı. Bir çeşit şiş keki de deniyor, çubuğa sarılmış bir hamurun içine tarçın, şeker, ceviz eklenmesiyle yapılıyor. Bu külah görünümlü tatlının içine ve üzerine de dondurma ekleniyor. Fazlasıyla büyük bir tatlı, denemek için bir tanesi 2 kişiye bile yeterli oluyor. 1 Trdelnik tatlısı 160 Çek Korunasıydı.


Hemingway Bar
İsmini bar tutkunlarının en tanınmışlarından Ernest Hemingway’den ilham alan bir kokteyl bar. Bu bar Prag’da oldukça ünlü ve kokteylleri öve öve bitirilemeyen meşhur bir yer. Biz de rezervasyon yaptırdığımız bir akşam gidip denemek istedik. Hemingway’de Absinthe içkili kokteyllerin mutlaka denenmesi gerektiğini okumuştum. HEMINGWAY’S GARDEN, MISTRESS, ENTRE MUNDOS söyledik. Hepsine ayrı ayrı bayıldık, eğer anasonlu ve absinthe denemek isterseniz HEMINGWAY’S GARDEN öneririm. Personeller oldukça güleryüzlüydü ve her gelen kokteyli detaylıca anlatıp, memnuniyetimizi sürekli sordular. Fiyatlar ortalama üstüydü.



Cafe Louvre
Café Louvre, Prag’ın en eski ve en ünlü kafelerinden biri olarak biliniyor. Franz Kafka ve arkadaşlarının sıkça ziyaret ettiği bu mekan, aynı zamanda Albert Einstein’ın 1911-1912 yılları arasında Prag’da kaldığı süre boyunca sıkı ziyaretçisi olduğu yerlerden biriymiş. Bu sebeple, biz de burayı oldukça merak ettik. Kafenin girişinde Einstein ve Kafka ile ilgili bilgilendirici yazılar da mevcut. Kahvaltı için gitmiştik, ancak kahvaltı servisi 11’de sona erdiği için yalnızca mekanı görme fırsatımız oldu. Louvre, oldukça elit ve tarihi bir hava veren bir yer; iç mekanını çok beğendim, filmlerdeki eski restoranlara benziyor. Burada Çek yemeklerinden gulaş yemeniz öneriliyor.
Cafe Slavia
Nazım Hikmet’in şiirlerini yazdığı mekan olarak bilinen Cafe Slavia’ya kahvaltıya geldik. Charles Köprüsü’ne yakın, görkemli opera binasının tam karşısında ve nehre bakan konumuyla tarihi ve nostaljik bir mekan. Şık bir restoran olduğunu da söyleyebilirim. Burada, Cafe Slavia’ya özgü kahvaltı tabağı ile krepli tatlı bir kahvaltı tabağını sipariş ettik. Yemekler güzel ve ortamda bulunmak oldukça keyifliydi. Nazım Hikmet anısına burayı ziyaret etmeye değer. Rezervasyon yapmadan haftaiçi bir sabah gittik fakat bazı günler rezervasyon gerekebilir. Menüsüne sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.


Cafe Savoy
Cafe Slavia’dan çıktıktan sonra, Charles Köprüsü’nü geçip nehrin karşısında yer alan Cafe Savoy’a kahve içmeye gittik. Burası da Nazım Hikmet’in sıklıkla gittiği kafelerden biri olarak biliniyor. Kafenin ambiyansı oldukça elit ve şık. Tarihi ve lüks bir görünümü olduğunu söyleyebilirim. Personel oldukça güler yüzlü ve menü yelpazesi de oldukça geniş. Çek yemeklerini ve tatlılarını burada bulabilirsiniz. Kahvesini beğendik. Cafe Savoy için rezervasyon gerekli olabilir.


Petrin Tepesi Kafe
Petrin Tepesi’ne biraz yokuşlu ve ağaçlı yollardan çıktıktan sonra, ayaklarınızın altında serilecek olan Prag manzarasının keyfini çıkarın. Tepede, dinlenip bir şeyler içebileceğiniz birkaç kafe bulunuyor. Biz burayı çok keyifli bulduk ve pek bloglarda yer almayan bu yeri keşfetmiş olmaktan çok mutlu olduk.

U Kunštátů – Craft Beer in Old Town
Kapalı bir avluda yer alan bu mekan, bira tadımı yapmak için çok keyifli ve sakin bir yer. Daha önceden kaydettiğimiz ve amacımızın butik biraları denemek olduğu mekana sıra beklemeden girdik. 6’lı bir bira tadımı seti söyledik ve “special” kategorisi hariç, gelmesini istediğimiz 6 birayı da kendimiz seçtik. Ekşi ve tatlı gibi farklı aromalarda biraların yanı sıra Çek butik biralarının 100’den fazla çeşidini sunuyorlar. Oturduğumuz her vakitten oldukça keyif aldık. Bira tadımı yapmak isterseniz mutlaka buraya gelin.


Agave Restaurant
Akşam yemeği için Meksika restoranı olan Agave’yi tercih ettik. Mekanın içi oldukça sakin ve loş, çalışanlar ise oldukça ilgiliydi. Burrito ve taco, churros sipariş ettik; lezzetli ve doyurucuydu. Meksika restoranında margarita içmeden olmaz dedik ve çeşitli margaritalardan oluşan menüsünden sipariş verdik. Bahşişi biraz zorla istemeleri dışında her şey çok lezzetli ve güzeldi, bahşiş kültürü Prag’da oldukça yaygın.



VENUE HAVELSKA
Kahvaltı yapmak için çıktığımız bir sabah, harita üzerinden, planımız dışında bulduğumuz bir mekana rastladık. Buranın konsepti, tüm gün kahvaltı ve brunch sunmalarıydı. 10-15 dakika sıra bekledikten sonra içeri girebildik. Prag’da bulunduğumuz süre boyunca hiç yumurta içerikli bir kahvaltı yememiştik, buraya gelmemiz protein açısından güzel oldu. Sahanda yumurta ve çırpılmış yumurta tabakları söyledik. Yanına da kendi yaptıkları sıkma meyve sularından içtik. Lezzetli ve doyurucu kahvaltı yapmak isteyenlere önerilir. Menüsüne buradan ulaşabilirsiniz.



Minister Coffee
Prag Kalesi’ne çıkarken ara sokakta rastladığımız bir kahveci, dışarıya koydukları küçük masalar ile sokakta oturmak için çok keyifli bir görünüm sunuyordu. Kahvelerimizi alıp burada oturduk ve kahveleri de oldukça lezzetliydi. Yanına bir de muzlu kek aldık, bizim için güzel ve tesadüfi bir dinlenme molası oldu. Yolunuz düşerse uğramanızı tavsiye ederim.


Alebrijes Cocina Mexicana
Park Cihelná’da nehre karşı oturup Prag’ın keyfini çıkarırken, yavaş yavaş akşam olmaya başladı ve acıktık. Yine planımızda olmayan ve Agave’yi çok beğendiğimiz için, yakınımızda yer alan başka bir yüksek puanlı Meksika restoranı olan Alebrijes’i denemek istedik. Ne olur ne olmaz diye rezervasyon yaptırdık ve öyle gittik. Burada etli nacho ve taco söyledik. Bu kadar fiyatını hak eden ve bol porsiyonlu, bol etli bir yemek Prag’da yememiştim. Mekan çok sakin ve güler yüzlü çalışanlara sahip. Akşam yemeği düşünüyorsanız, nehre yakın bu Meksika restoranına mutlaka gitmelisiniz.


